Neden Okumalısınız? Centilmen Piç Serisi

Herhalde son on yılda yazılmış fantastik eserleri sıralamam gerekseydi Scott Lynch'in yazdığı Centilmen Piç serisini ilk üçe koyardım. Bugün size elimden geldiğince bu seriyi neden bu kadar çok sevdiğimi anlatmaya çalışacağım.
"High fantasy" bir sisteme sahip olan seride kendine Centilmen Piçler diyen bir hırsız çetesini izliyoruz. Bu çetenin arasındaki dostluk ve aile bağları  okuyucuyu duygusal olarak kendine bağlıyor. Serinin, en güçlü yanlarından biri de tabii ki karakterleri.İzninizle bu güzel karakterleri teker teker ineceleyelim.

1-Locke Lamora
"Boğazında kanayan bir kesik olsa ve bir hekim o kesiği dikmeye çalışsa Lamora iğney­le ipliği çalar ve kahkahalar atarak geberip gider. Çocuk… çok fazla çalıyor."

Serinin ilk kitabına adını veren -Locke Lamora'nın Yalanları- Locke bana sorarsanız serinin en büyük artılarından biri.Fantastik edebiyatta çokça gördüğümüz kusursuz karakterlerden değil Locke bir kılıç dövüşünde on kişiyi yenemez ya da büyüleriyle ejderhaları korkutup kaçıramaz. O bir kahraman değildir, o Camorr'un Belasıdır.Tarihi boyunca yolsuzluğun ve hırsızlığın gırla bulunduğu Camorr şehrinin gördüğü en büyük hırsız/dolandırıcı olmak üzere yetiştirilmiş Locke Lamora kimilerine göre küçük bir çetenin önemsiz lideridir. Ama aslında soyluların korkuyla andığı ve varlığını yalanladığı Camorr'un Belasıdır. Bana sorarsanız fiziksel olarak üstün olmamasına rağmen karşısındaki düşmalara su götürmez zekası ve kurnazlığı sayesinde üstün gelen bu küfürbaz ve şakacı hırsızla hepinizin tanışması gerek.


2-Jean Tannen
Fantastik eserlede gerçekten çok büyük dostluklar gördük ve onlar gibi arkadaşlarımız olmasını istedik. Kim yanında bir  Samwise Gamgee ya da Ron Weasley olmasını istemez ki. Ama bana göre bu arkadaşlılarda ki en büyük problem biraz tek taraflı olunması.Yanlış anlamayın Froda ya da Harry'nin onlardan çok hoşlanmadığını idda etmiyorum ama sizce de bu ilişkilerde asıl fedakarlıkları kim yaptı. Kim diğerinin arkasını daha çok topladı veya diğerininin yaptıklarının cezasını çekti. Gerçek arkadaşlılar iki tarafından fadakarlıklarda bulunmasıyla oluşur. İşte Jean Tannen ve Locke Lamora da böyle Jean gerçekten de Locke için mükemmel bir ortak, Locke'un daha atılgan kişiliğin karşı daha ağırbaşlı ve usta bir dövüşçü olan, kitapkurdu Jean. Bu ikili seri boyunca  karşılarına çıkan bütün zorluklara birlikte göğüs geriyor ve biribirini dengelemeyi çok iyi başarıyorlar.
















3-Calo ve Galdo Sanza
Seri boyunca yorumları ve espirileriyle bizleri güldürmeyi başarmış Sanza İkizlerinden bahsetmemek olmaz tabii. Bu iki kumarbaz ve çapkın kardeşleri okumak gerçekten de ayrı bir keyif veriyor insana.Çocuklarından, ergenliklerine ve yetişkinliklerine kadar izlemesi gerçekten de zevkli olan ikizlerin zaman içinde girdikler triple ve gelişimleri onları daha da eğlenceli kılıyor.



















4-Sabetha Belacoros
Adını sıkça duyduğumuz ve Hırsızlar Cumhuriyeti kitabında tanışma şansı bulduğumuz Sabetha, Locke'a denk hatta ondan daha kurnaz olan sayılı karakterlerden biri. Locke'un ilk ve son aşkı olan bu karakteri diğerleri kadar  tanıma fırsatımız olmasa da gerek Locke ile aralarında ki  gerek rekabet gerek kendilerine itiraf etmekte zorlandıkları aşkla gelişen eğlenceli diyaloglar sayesinde  gönlümüze taht kurmayı başaran bu usta hırsızı umarız önümüzdeki kitaplarda daha çok okuma şansına erişiriz.
 















5-Peder Zincir
Kör, mülayim bir rahip olarak karşımıza çıkan Centilmen Piçlerin akıl hocası Zincir. Bütün bir şehre kendinin kör olduğuna inandıracak kadar iyi bir oyuncu olan bu adam, herhalde seri boyunca tanıdığımız en gizemli karakter olabilir. Hayatı boyunca edindiği bütün tecrübeleri ve serveti bu özenle seçtiği çocukları yetiştirmek için harcayan bu adamın tek amacı gelimş geçmiş en büyük hırsızları yetiştirmek ve onları soyluların üzerine birer vahşi hayvan gibi salmaktır. Centilmen Piçlere verdiği aşırı kapsamlı eğitimi size kısaca şöyle anlatayım.Çetedeki herkes dünya klasmanında bir şef, çoğu yerin aksanını ve adetlerini biliyorlar.Kral ve kraliçelerle aynı masada hiç sırıtmadan yemk yiyebilecek kadar sofra adabları olması yetmezmiş çok geniş bir genel kültürleri olan bu insanlar dövüşten, dansa ve aritmetiğe kadar herşeyin eğitimini almıştır. İşte bu yüzden  Peder Zincir serinin ilgi çekici karakter. Her ne kadar bu karakterin geçmişi hakkında daha fazla şey görmek istesem de yazar Scott Lynch karakteri anlattıkça sihrinin kaçacağını düşündüğü için geçmişi hakkında bazı kısımların kendisi ve okuyucular için karanlıkta kalmasına karar kıldı.


Yazımın son kısmında serinin kötü yanlarından bahsetmek istiyordum ama kötü bit kısmının olmadığına karar verdim.Evet, seriye karşı sevgim gözümü o kadar kör etmiş ki kötü bir kısım bulamadım. Ama zaten bu çok sübjektif bir olay değil mi? Serideki çoğu olay benim için çalıştı ve eğer yazıdan anlamadıysanız okurken gerçekten de çok eğlendim.Bu yüzden size bir fikir vermesi açısından internette bulduğum eleştirileri paylaşacağım.

  1. Locke Lamora'nın Yalanlarından sonra devam kitaplarının -Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler ve Hırsızlar Cumhuriyeti- beklentiyi karşılamamsı.Bazı okurlar serinin ikinci ve üçüncü kitabını ilk kitaba göre oldukça zayıf bulmuş.Şahsen ben en çok Hırsızlar Cumhuriyetinden zevk alsamda Locke Lamora'nın Yalanlarının diğer iki kitaptan çok daha iyi yazıldığını düşünüyorum.Açıkçası bu problemin yakında çıkacak olan serinin dördücü kitabında -Emberlain'in Belası- olacağını düşünmüyorum. Çünkü Lynch'in bir röportajında belirttiği üzere seriye başlarken ilk önce Emberlain'in Belası kitabını yazmayı planmlamış ama kitabın ilk bölümünü yazarken oratya çıkardığı işi beğenmemisi üzerine karakterleri tanımdağını fark eden Lynch aslında karakterlerine bir geçmiş vermek istemesi sonucunda bu üç kitap ortaya çıktı. Yani zaman içinde Emberlain'in Belası kitabının Lynch'in kafasında oldukça şekillediğini farz ediyorum.
  2. Lynch'in yazım tarzına alşmak ben dahil çoğu kişiye başlarda zor gelmiştir.Bunun en büyük sebebi aynı anda iki farklı hikayeyi izlememiz.Hikaye Locke'un çocukluğu ve yetişkinliği arasında gelip gidiyor. Bazen ilgisiz gözükse de bu geçmiş kısımlar hikayede oldukça önemli yerler kaplıyor.Karakterlerimizn bir şeyi niye yaptığını anlamamızı sağlıyor.Ama özellikle en heyecanlı kısımlarda bölünen hikayeler insanı merkatan çatlatmıyor değil.
  3. Beni her ne kadar hiç rahatsız etmesede seri boyunca oldukça kanlı işkence ve dövüş sahneleriyle karşılaşıyoruz. Dediğim gibi bu beni ve birçok okuyucuyu rahatsız etmesede.Bu sizin kitap okuma zevkiniz kaçıracak birşey ise bu seriyi okumamanızı tavsiye ederim.

















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Evren Dosyaları:Zaman Çarkı